Disleksi - Öğrenme Güçlüğü
Disleksi nörolojik bir olay olup, bireyin okuma ve yazma ile ilgili işlevlerinin negatif anlamda etkilendiği bir problemdir. Beynin sözcükleri oluşturan simgelerin ve sözcüklerin hangi seslerden oluştuğunu algılaması ile ilgili bir sorun olarak tanımlanabilir.
Disleksili kişiler genelde zeki ve çalışkan olmalarıyla ön plana çıkar. Fakat disleksi sorunu olan bireylerin beyni sözcükleri farklı algıladığı için, bu durum sözcüklerin çözümlenmesini, hecelenmesini ve anlaşılmasını zorlaştırır. Bu sebeple ilkokul dönemindeki kişiler, etrafındaki kişilerce tam olarak anlaşılamadığından toplum tarafından dikkate alınmama sorunu ile karşı karşıya kalabilirler.
Disleksi çocuklarda olduğu kadar erişkinleri de etkileyebilen bir sorundur. Bu belirtiler yaşa ve bu sorunun seviyesine bağlı olarak değişiklik oluşturabilir. Genel olarak sözcüğün kökeni olan sesler ve sözcüklerin konuşmaya aktarılması ile ilgili semptomlar benzer sayılır. Disleksinin bir okuma sorunu olarak düşünülmesi çoğunlukla farkedilmesinin ilkokulda okuma yazma eğitimi sırasında netleşmesinden kaynaklanır.
Okul öncesi süreçte henüz çocuk 1-2 yaşlarındayken disleksi varlığına işaret eden belirtiler mevcut olabileceği için dikkatli olunmalıdır. Özellikle 15 ayını doldurmuş ancak henüz ilk kelimesini söyleyememiş bebeklerde ve 2 yaşına kadar ilk cümlesini oluşturamamış çocuklarda ilerleyen süreçlerde disleksi tespit edilme riski yüksek olarak düşünülür. Fakat bu durumun toplumun tüm kişileri için geçerli olmadığını unutmamalıyız.
Disleksi problemi doğumsal olarak ortaya çıkabileceği gibi, doğum sonrasında travmatik olarak da ortaya çıkabilir. Doğuştan görülen disleksi problemi, doğum öncesinde veya doğum anında oluşabilecek sorunlardan kaynaklanabilir. Fakat problemin semptomlarının anlaşılması ilkokul sürecine denk gelir. Çünkü ilkokul döneminde okuma yazmayı öğrenmeye başlayan çocuk yaşıtlarına göre daha yavaş okur, yazar ve okumalarında hece atlamaları gözlemlenir.
Bu çocuklar birbirine benzeyen seslerin yazımında zorluk yaşar ve genellikle bunları karıştırırlar. Aynı zamanda okurken "d" sesini "b" sesi ile, "p" sesini "g" sesi ile karıştırması muhtemeldir. Belleğinin yaşıtlarına göre daha güçsüz olması sebebiyle, önceki derslerde anlatılan konuları daha az anımsar veya anımsamakta zorluk yaşarlar. Genel olarak bu semptomların gözlemlendiği ilköğretim dönemi bireylerinin disleksi problemi açısından analiz edilmesi gereklidir.
Küçük yaş grupları dışında daha büyük bireylerde ve erişkinlerde de disleksi gözlemlenebilir. Bu bireylerde okuma, matematik problemi çözme, ezberleme ve vakit yönetimi gibi konularda semptomlar görülür.
Yetişkin disleksi bireyleri okudukları ya da duydukları bilgileri bir araya getirme ya da ana fikrini ortaya çıkarmada problem yaşayabilirler. Deyimler ve şakaların anlaşılması ile ilgili sorunlar yetişkin disleksi bireylerinde yaşanabilecek bir başka sorundur. Bu semptomlar dışında disleksiye sahip yetişkin bireylerde oluşan farklı belirtiler da ortaya çıkabilir.
Yetişkin disleksi bireylerinde müdahale planının zemininde okuma becerisinin ilerlemesi yer alır. Mesleki konularda terapi alarak iş yaşamının kolaylaştırılması sağlanabilir. Bu kişiler aynı zamanda teknolojik imkanlardan faydalanarak da hayatlarını kolaylaştırabilirler. Özellikle önemli toplantı ve konuşmaları kayıt altına alarak tekrar dinleme, konuşmayı yazıya dönüştüren uygulamalardan faydalanma ve planlama ile ilgili yazılımlara başvurma yetişkin disleksi bireylerinin başvurabileceği çeşitli metotlar arasındadır.
Konya B&M Ergoterapi ve Danışmanlık Merkezinde, kişinin desteklenmesi gereken durumlarda bireye özel müdahale ve aktivite programları oluşturmaktayız.