Hizmetlerimizi inceleyin.
Ergoterapi insanların günlük aktivitelerini yapmak için kullanacağı becerileri maksimum seviyede geliştirerek bağımsız bireyler olmalarını ve keyifli bir yaşam sürmelerini amaçlar.
Beyin sürekli olarak cilt, gözler, burun, dil ve kulakların bir araya getirdiği ve sinirler aracılığıyla gönderdiği çok büyük ölçüdeki dataları işlemden geçirir. Aynı zamanda kas aksiyonları, denge, ısı, ağrı, bağırsak aksiyonları ve soluk alış verişi gibi bedenin içinde oluşan çok farklı olayları işlemliyoruz. Her bir duyu organının dataları beynin içinde uyumlanır ve şifrelenir.
Bilişsel rehabilitasyon, beyin zararı veya nörolojik hastalıklarla birlikte kognitif olayların etkilenmesi neticesinde var olan bilişsel fonksiyonu iyileştirmek, olağan fonksiyonu tekrar elde etmek ve kognitif eksiklikleri yerine getirmek için gerçekleştirilen programları içerir.
Pediatrik grupların fiziksel, kognitif, duyusal, toplumsal ve iletişimsel yeteneklerini uzman bir destek ile geliştirmeyi ve bunu aynı yaşıtlar iletişimi ile tecrübe etmeyi amaçlayan, aylara göre elverişli gruplara uygun tasarlanan oyun gruplarımız bulunmaktadır. Bilgi ve kayıt için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Pediatrik Rehabilitasyon; çocuklarda bazen doğumdan itibaren bazen ise ilerleyen zamanlarda meydana gelen kas veya iskelet bozuklukları ve nörolojik durumların müdahale ya da programlarında kullanılan yöntemlerdendir.
Kognitif işlevler günlük yaşamda anlamlı etkinlikleri yerine getirmemiz için bize imkan veren mental prosestir. Günlük rutinlerimizin birçoğunu alışılmışlık halinde ortaya koyarız. Kognitif işlevler rutin ve rutin olmayan değişik etkinlikleri barındırır. Rutin işlerimiz, çok az dikkat gerektiren kendiliğinden yaptığımız işlemlerdir. Rutin olmayan durumlar ise; yeni işleme odaklanmak için dikkat denetleme sistemine gerek görülen durumlardır. Rutin olmayan prosedürler oluşana kadar uygulamalı bir şekilde devamlılık gerektirir. Yeni durumlar, amacı yerine getirebilmek için planlama ve sorun çözmeyi gerektirir.
Nörolojik rehabilitasyon, periferik ve santral sinir sisteminin hasar gördüğü vaziyetlerde ortaya çıkan zararın olumsuz sonuçlarını en aza indirerek azami işlevsellik oluşturmayı, hayat niteliğini arttırmayı amaçlayan rehabilitasyon programıdır. Enfeksiyonlar, yapısal bozulmalar, dolaşım sorunları, sinir hasarları, travma sonucu belirti gösteren nörolojik hastalıklarda nörolojik rehabilitasyon kesinlikle uygulanmalıdır. Bu rahatsızlıklar Parkinson, MS, Serebral palsi, beyin iltihabı, hareket bozukluğu, polinöropati(sinirlerin işlevlerinin kaybetmesi), kas distrofisi, parapleji (omurilik yaralanması), terapleji, hemipleji (inme), nöromuskuler hastalıklar (kas hastalıkları) dır.
Riskli bebekler, motor, duyusal, bilişsel ve toplumsal gelişim seviyelerindeki gecikme durumları risk içindedir. Vücut kaslarında güçsüzlük, dönme, oturma, emekleme, yürüme gibi hareketlerin gecikmesi, erken dönemde emme-yutma yeteneklerinde eksiklik, ileri dönemde konuşmanın gecikmesi görülebilir. Riskli bebekler kendi kendini sakinleştirmede güçlük yaşayabilir, sıklıkla ağlayabilir, hareket etmekten kaçınabilir. Çok hareketlilik ya da çok fazla uyarana gereksinim duyma gibi duyusal sorunları olabilir.
El ile omuz arasındaki kısma uygulanan müdahale programına el rehabilitasyonu denir. Tedavi için öncellikle alanında bir uzman tarafından elinizin değerlendirmesi gerçekleştirilir ve uygulanacak olan müdahale programının tablosu oluşturulur.
Okul temelli ergoterapi, okuldaki çocukların daha başarılı olmalarına destek olmak için verilen bir tür yardımdır. Bir ergoterapist, çocuğunuza okulda desteğe ihtiyacı olup olmadığını anlamak için gerekli değerlendirmeyi yapacaktır.
Bireylerde yeme sorunları, besin yutulduktan ve bir kısmı sindirildikten bir zaman sonra, mide bulantısı yaşamadan besinin tekrar ağzına getirmesi ve tekrar çiğnemesi olarak açıklanmaktadır. En az 1 ay takiple bu şekilde sonuçlanan bu durum değerlendirilip analiz edilmelidir. Bireylerin bu sonuçtan rahatladığı ve mutlu olduğu gözlemlenmektedir. Çocuklarda ve bebeklerde yeme sorunları, dengeli beslenme, bebek ile anne-baba arasında sözlü ve sözlü olmayan işaretlerin alındığı ve yorumlandığı bir ilişkinin oluşmasını sağlar. Bu karşılıklı ilişki dönemi, bebek ve ebeveyni arasındaki emosyonel bağın zeminini oluşturur.
OSB, doğuştan gelen ya da hayatın ilk senelerinde karşılaşılan karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır. Otizmin, beynin genel halini ya da mekanizmasını etkileyen bazı sinir sistemi problemlerinden dolayı ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Bu metinde otizm spektrum bozukluğu için kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm terimi kullanılmıştır.
Down Sendromu çoğunlukla hafif-orta dereceli zihinsel engele sebep olan bir durumdur. Down Sendromlu bir bebek; doğumdan başlayarak mevcut gizlini ortaya çıkarabilmesini sağlayacak, onu hayata hazırlayacak özel desteğe ihtiyaç duyar.
Serebral Palsi; beyinde oksijensiz kalma gibi sebeplerle meydana gelen hasarların beyin ve kas grubu arasındaki bağlantısının etkilemesi ve kasların kullanımında zorluk yaşanılmasına yol açan nörolojik bir problemdir. Diğer adı Statik Ensefalopati olan bu beyin hasarı bebek ve çocuklarda gözlemlenmektedir. Genellikle erken fatal dönem ve 5 yaşa kadar görülen Serebral Palsi oksijen yetersizliğinin yanı sıra enfeksiyon ve beyin anomalilerinde de görülmektedir.
Asperger sendromu çocukluk çağında farkına varılan ve hayat boyu devam eden bir nörobiyolojik problemdir. Söz konusu olan bu problemin bağımsız bir hastalık veya sorun olarak tanısının geçerliliği hâlâ net değildir.
Gelişme geriliği; konuşma ve dil ilerlemesi, motor gelişim, toplumsal gelişim ve kognitif gelişim basamaklarında gerilik olarak belirti gösterebilir. Çoğu çocukta birden fazla gelişim basamaklarında sorunlar gözlemlenir. Çocuklarda gelişim geriliği farklı sebeplerden oluşmaktadır. Bu durum hem biyolojik sebepler hem de çevresel koşullardan kaynaklı sebeplerdir. Erken dönemde tanı ile çocuktaki gelişim geriliği engellenebilir.
Disleksi nörolojik bir olay olup, bireyin okuma ve yazma ile ilgili işlevlerinin olumsuz anlamda etkilendiği bir problemdir. Beynin sözcükleri oluşturan sembollerin ve sözcüklerin hangi seslerden oluştuğunu algılaması ile ilgili bir sorun olarak tanımlanabilir.
Hiperaktivite genel olarak alışılmadık veya anormal seviyede hareketli olma durumudur ve beyin ile tutumları etkiler. DEHB genellikle aileler tarafından erken dönemde anlaşılabilir. Hatta bireyin okula başladığı dönemde oldukça net bir şekilde gözlemlenir.
Çocukluk döneminde karşılaşılan tutum bozuklukları; karşı gelme, karşıt olma, başkaldırma, düşmancıl tarzda tekrar eden tutumlar olarak gözlenebileceği gibi sosyal norm ve kuralları ve/veya diğer bireylerin haklarını çiğneme yönünde, tekrar eden tarzda tutum örüntüleri olarak da gözlemlenebilir. İnsan ya da hayvanlara karşı agresyon, sinir tepkisiyle kendisini gösterir.
Günlük Yaşam Becerileri bireyler için evde, okulda ve sosyal yaşamda bağımsızlığı artırmak için öğrenmek önemlidir. Bu yetenekleri erken tanıtarak ve kısım kısım yapı oluşturarak, bireyler, kişilik saygısını artırmasına ve hayatın her yerinde daha fazla mutluluğa yol açacak özelliklere sahip olurlar.
Görsel algı yetenekleri, okuma, yazma, bulmacaları tamamlama, kesme, çizim yapma, matematik problemlerini tamamlama, giyinme, karışık bir çekmecede eşyalarınızı bulma gibi birçok günlük yaşam becerileri için gereklidir. Bu günlük işleri bağımsız olarak yerine getirmede güçlük yaşayan bir bireyin öz güveni zarar görebilir, akademik başarısında düşüşler ve oyun becerilerinde etkilenimler görülebilir.
İnce motor becerilerdeki zayıflık, çocuğun yemek yemesini, kitabın sayfasını çevirmesini, giyinip soyunmasını dolayısıyla öz bakım yeteneklerini de etkiler. Özellikle birey okula başladığında ince motor beceriler yazı yazması için daha da önemli bir durum oluşturmaktadır. Okul öncesi çocuğunun kalemi kavraması ve kaleme hakim olması beklenmektedir. Sonuç olarak ince motor yetenekler hem çocuğun hayatı hem de okul için önemlidir.
Bedenimizle yaptığımız her aktivite, aslında motor yeteneklerimizle bağlantılıdır. İnce motor yeteneklerimiz; el ve parmak gibi küçük kas gruplarını kullanarak oluşturduğumuz davranışlarımızı kapsar. Kaba motor becerilerimiz ise emekleme, dik oturma, yürüme ve koşma gibi büyük kas gruplarını kullanarak oluşturduğumuz hareketler ile bağlantılıdır. Yenidoğan bebeklerin motor yetenekleri oldukça kısıtlıdır.
Denge ve koordinasyon, bir bireyin gelişimi esnasında birlikte giderler. Bu temel ve zorlayıcı yeteneklerle ilgili güçlükler, bireylerin giyinme, çatal bıçak kullanma, bisiklete binme, koşma veya spor yapma gibi günlük etkinliklerinde güçlük yaşamalarının genel bir sebebidir.
Yazı yazma yeteneğinin oluşmaması durumu ortada bir öğrenme güçlüğü olduğuna dair belirti verebilir. Disgrafi olarak adlandırılan bu zorluk, bireylerin herhangi bir yazı aracı ile yazma yeteneğini negatif yönde etkilemektedir. Bu etki sadece yazı yazma ile sınırlı kalmamakta, makas kullanımı, düğme ilikleme gibi yetenekleri de negatif yönde etkilemektedir.
Bireylerin daha bağımsız olabilmeleri için bireyselleştirilmiş ergoterapi müdahalelerini uygulayan bir gelişim ve danışmanlık merkeziyiz.
Merkezimizde özellikle duyu bütünleme terapisi, beslenme ve yeme bozuklukları tedavisi, el rehabilitasyonu, nörolojik rehabilitasyon, ortopedik rehabilitasyon ve kognitif rehabilitasyon alanlarında ergoterapi müdahaleleri uygulanmaktadır. Prematüre bebeklerden yaşlılara kadar ergoterapiye ihtiyaç duyan tüm bireylere hizmet verilmektedir.
Çocuğunuzda belli takıntılı davranışlar fark ettiyseniz mesela boş şişeleri dizme takıntısı gibi. Bu durumu bir aktiviteye çevirmeye çalışın örneğin bunu yaptığını fark ettiğinizde onunla beraber dizin ve sonra bunu bowling oyunu gibi sürdürün, bir top alın ve yerden yuvarlayarak şişeleri devirin ve bunu başardıkça “ Gidiyor.. gidiyoor vee GÜM!” gibi tekpilerle eşlik edebilirsiniz. Bu oyunda yaptığı takıntılı (sterotip) hareketinden farklı olarak ETKİLEŞİM vardır.
Oyunlar çeşidine göre farklı seviyelerde ve alanlarda bilişsel/kognitif gelişimi destekler. Bulmaca, yapboz, hedefe ulaşma, eşleştirme gibi oyunlar dikkat, problem çözme ve sıralama becerilerini destekler. Bir oyunda ne yapacağını algılamak ve sıradaki adımı-hamleyi düşünmek ciddi bir yürütücü işlev gerektirir. “Planlama ve sıralama becerisi” oyunlarda ne yapacağını düşünmede, oyunu sürdürmede önemlidir.
“Problem çözme” becerisi oyunlarda bir sorunu çözme, hedefe ulaşma, kilidi açma, parkuru bitirme, aşamaları geçme gibi görevler için temel beceridir. Bu alanda zorlanan çocuklar oyunda çabuk pes eder, mızmızlık denilen uyumsuz davranışlar sergiler ve çok fazla yardım isterler.
Duyu bütünleme (Entegrasyon) duyu organlarımızdan gelen bilgileri alıp, beynimizde organize ederek günlük yaşamımız, aktivitelere katılımımız için etkin bir şekilde kullanma sürecidir. Duyu bütünleme, daha sonraki, daha karmaşık öğrenme ve davranış için çok önemli bir temel sağlar.
Çocuk, sayı kavramının gerçekte ne ifade ettiğini tam olarak kavramasından çok daha önce konuşma sırasında sayıları kullanmaya başlar. 3 yaşına doğru nesneleri eliyle gösteri saymaya çalıştığını bile görebilirsiniz ama genelde doğru sayıları söylemezler. 3-4 yaş dolaylarında sayı kavramını algılamaları artar.